22 Mayıs 2010 Cumartesi

"Özge hanım, bunun için bile olsa size yaklaşmak büyük zevk!"

Bu sözleri, İTÜ maden fakültesinden bir profesör, programına konuk olduğu Özge adında ki sunucuya söylemiş. Olay şu şekilde gelişiyor; profun yaka mikrofonu bozuluyor. Sunucu da kendi yaka mikrofonundan konuşması için, profu yanına çağırıyor. Prof da tam bu sırada bu sözleri söylüyor. Sonra sunucu kız da tek soru sorup, koskoca profu yolluyor. Ertesi gün haber sitelerine bu olay skandal başlıklarıyla düşüyor. Tabi ahlak avcısı türk halkı da "Nasıl olur?? Nasıl yapar? Koskoca profsun..Kızın yaşında, utan!" tarzında yorumları bombalıyor vakit kaybetmeden. Herkes kızı göklere çıkarıyor, profu itin götüne sokuyor. Sonuçta kazanan kızımız oluyor.

Ya, mevzu bahis koskoca profesör. Maden okumuş! Tahsilli adam. Konusunda uzman diye programlara çıkıyor. Nerde, nasıl davranacağını bilir herhalde. Demek ki, akademik çevrelerde bu tarz jestler, iltifatlar prim yapıyor. Zaten profun yaptığı tamamen temel erkek refleksi; bir yerden sonra kendini zorunlu hissetmeyle alakalı. Sunucu bayan, gece bir saat program yapıcam diye, giyinip kuşanmış, makyajlar yapmış, saatlerce hazırlanmış. İşçiliğe saygıdan söylemiştir, prof. Onu da geçtim, bu sunucu kızımız, koktellylerde, iş yemeklerinde, takım elbiseli apaçiler tarafından bu tarz iltifatlar hiç mi almıyor? "Doktor beni ellemesin, ameliyatı kocam yapar", mantığı nereye kadar?

Bence sunucunun da hoşuna gitmiştir. 70 milyonun önünde, koskoca prof iltifat ediyor, boru değil. Ama bariz bir şey var; türk halkı bu tarz olayların üzerinde titriyor. Fazla açık görüşlülük yaramıyor. Halk daha ona hazır değil. Özge' de, "çocuk-anne-baba" genel izleyici mantığına ters düşeceğini düşünüp, türk halkının gözünde puan kazanma, reytingini biraz daha artırma adına, bağrına taş basıp, iyi aile kızını oynuyor. Belki de, profun hafif bayanlara düşkün olduğunu bilen kanaltürk yönetimi de bunu tezgahlamış olabilir.

Ayrıca, olayın bir de şu yönü var. Sen koskoca profu gecenin bir saatinde kaldırıp getirmişsin stüdyoya. Konu hassas. Tam soru soruyorsun, konuğun mikrofonu çalışmıyor. Olacak iş mi, hangi devirde yaşıyoruz? Prof ta bütün olgunluğuyla, sunucu kızın mahcubiyetinin farkında, durumu geçiştirmek için böyle bir espri yapıyor. Sunucu da, olanlar yetmezmiş gibi üzerine bir de küstahlık yapıp, klasik türk kızı tribiyle, soğuk bir muhabbet ve tek soruyla konuğu uğurluyor. Zaten gece yayınlanıyor program. O şekilde birkaç soru daha sorsa, muhabbet, "çıkışta bir çorbacı yapalım mı?" ya kadar uzanıcak. Gerçi kızın da hakkını yemeyelim. Mikrofondaki problem devam ettiği için, "ulen, zaten zıçtık! İyice rezil olcağıma, bir yorum eksik olsun anasını satıyım..", şeklinde düşünmüş olabilir.

Sonuçta adam da medyatik, özge kadar olmasın, koskoca prof. Hem de madenci! Bence özgeyle birşeyler düşünseydi programa eli boş gelmezdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder