Fısır fısır bir şeyler geliyor kulağıma, cok korkuyorum..
12 Mayıs 2010 Çarşamba
Previously on ALES
Eskiden beridir mutlimedia ile çok aşna fişne oluyorm diye, ailede sözü geçen bireyler tarafından “kalk o pc-tv nin başından da ders calış!” nidalarına, bilg. müh. okuyarak nokta koymuştum. Öyle ki radyasyonu daha az diye, lcd ekran bile aldırmıştım masaüstüne. anlıcağın o nefret, yatırıma dönüşmüştü artık. bu açıdan ben kendi götümü kurtarmıştım ama şimdi eğitim sistemimiz sayesinde işletme okuyarakta o nutuklardan tamamen kurtulmak mümkün! Nasıl mı? En son yapılan ALES sınavında lost' dan soru çıkmış!! Artık, yeterki sen oku, diye gözünün içine bakan fedakar ebeveyne resmi bir belge ile cnbc-e izletmek mümkün! Soru genel bir dizi tanıtımından sonra şu şekilde son buluyor: “lost’u kim izlemez?”.. Hani bi incelik yapmışın, güncel soru sormuşun, bari mantıklı olsun di mi.. ya kim niye izlemesin lostu!?=) ok, bokunu çıkarma deyiminin hakkını sonuna kadar veriyor olabilirler ama bu izlememek için bi sebep değil ki. Hepsinden önce genel kültür olayı. Benjamin'i, J.locke' u tanıyan bir lost izleyicisi olarak bu olaya tepkisiz kalamadım ve düşündüm. Neden lost, neden ales’te?!!.. Sınavda, birbirinden farklı hikayeleri olan insanları aynı sınıfta topluolar. Bunlardan, sınavın ertesi gününde dişine dolgu yaptırmak isteyen bir hasta, dişçiyi gördüğünde, "aaa siz Cumhuriyet ilköğretim okulu 2-A sınıfında değil miydiniz?", diye soruyor. "Hani cam kenarındaydım, suyu içerken dudağımı tam kapatamadım, su dökülmüştü, cevap kağıdım ıslanmıştı", şeklinde kendini hatırlatıyor. Dişçideki kısa loading süresinin ardından şaşkın bir şekilde olanları hatırlıyorlar. Sonra bu olay bir çesit destinye bağlanıyor ve hepsinin hayatları değişiyor. Eski hayatlarına kavuşmanın da tek yolunun, aynı kadroyla ÜDS' ye girmek olduğunu öğreniyorlar..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder